Antifosfolipid Antikor Sendromu

Bu yazı Romatolog Dr. Selda Öktem tarafından kaleme alınmıştır. Herkesin anlayabilmesi amacıyla basitleştirilmiş ve sadeleştirilmiştir.

Antifosfolipid antikorlar (AFA) başta lupus (SLE) olmak üzere çeşitli otoimmun hastalıklarda, enfeksiyonların seyrinde, bazı ilaçların kullanımı sırasında ve bazı kanserlerde görülebilen farklı yapılarda antikorlardır. Bu antikorlar değişik fosfolipidlere bağlanabilir. Bu bağlanma sırasında aracılık eden bazı kolaylaştırıcı proteinler de vardır.

Kadınlarda ve özellikle doğurganlık çağında sıktır.

Antifosfolipid antikorlar değişik klinik bulgulara yol açar. Deride livedoretikülaris denen, mermer deseni gibi morluklara yol açar. Bu durum soğukla belirgin hale gelir, ısınınca deri normale dönebilir. Bazen de kalıcı hale gelebilir.

Özellikle kanda pıhtılaşma testlerinde bozulma-uzamaya neden olurlar. Kanın damar içinde pıhtılaşmasına ve damarların tıkanmasına yol açarlar. Bu durum özellikle gebelik sırasında plasenta damarlarının tıkanmasıne ve düşüğe neden olabilmektedir. İkinci trimesterde görülen tekrarlayan düşüklerde (abortuslarda) mutlaka bu durum akla gelmelidir. İlk 12 haftadaki düşükler genellikle genetik anomalilerde görülürken daha büyük düşükler AFA sendromu ile ilişkili olabilir. Tüp bebek tedavisine (IVF öncesi) geçmeden bu konunun araştırılması önemlidir. Hastaların romatologlarla konsülte edilmesi gerekir. Bu tanı konduktan sonra verilen tedavi ile sağlıklı bir gebelik mümkün hale gelir.

Damar içi pıhtılaşma durumu alt bacak damarlarında görüldüğünde derin ven trombozu (DVT) denilen tabloya neden olur. Bu bacakta şişme, renk değişikliği ve bazen ağrıyla kendini gösterir. Zaman zaman da bu pıhtı koparak beyin damarlarını tıkayabilir. Genellikle genç yaştaki kadınlarda karşılaşılan felç- inme durumlarında bu antikorlar akla gelmelidir.

Damar içinde pıhtılaşmaya eğilim olduğu için kan testlerinde trombosit değerleri düşük saptanır ama genellikle bu durum kanamaya yol açmaz.

Antifosfolipid antikor sendromu tek başına görülebilir ama çoğu zaman diğer romatizmal hastalıklarla birliktelik gösterir. Sıklıkla SLE ile beraberdir. Bazen de Sjögren sendromunda eşlik edebilir.

Tedavide en önemli ilaçlar kanın pıhtılaşmasını engelleyen ilaçlardır. Öncelikle aspirin ömür boyu kullanılması önerilen bir ilaçtır. Eğer kişide tesadüfen saptanmış AFA’lar varsa yani henüz hiç damar tıkanıklığına veya düşüklere neden olmadan fark edilmişse aspirin yeterlidir.

Ancak bir klinik durum yaşanmış ve araştırmalar sonucunda AFA’lar saptanmışsa daha kuvvetli bir tedavi gerekir. Bu durumda heparin veya oral antikoagülan tedavisi gereklidir. Gebelik sırasında ise heparin günlük olarak enjekte edilmelidir.

Beraberinde başka bir romatolojik hastalık varsa ona özel tedavi de eklenmelidir.

Share on facebook
Facebook'ta Paylaşın

İlgilenebileceğiniz Diğer Makaleler ve Videolar

“Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.”
Romatoloji Uzmanı Dr. Selda Öktem

Telefon
0212 230 9421

Mobil
0539 617 58 56

İletişim
seldaoktem@yahoo.com

Sosyal Medya