Bu yazı Romatolog Dr. Selda Öktem tarafından kaleme alınmıştır. Herkesin anlayabilmesi amacıyla basitleştirilmiş ve sadeleştirilmiştir.
Toplumda romatizmanın yalnızca yaşlılarda görüldüğü ve eklem ağrılarının bir yaşlılık belirtisi olduğu düşüncesi yaygındır. Ancak bu yaygın inanış yanlıştır.
Romatolojik hastalıklar her yaş grubunda hatta çocukluk döneminde bile görülebilir. Bu nedenle, romatoloji alanında uzmanlaşmış “Çocuk Romatoloji Uzmanları” bulunmaktadır. İltihaplı romatizmaların çoğu 40 yaşından önce ortaya çıkar ve bağ dokusu hastalıkları özellikle doğurganlık çağındaki kadınlarda daha sık görülmektedir.
Bazı romatizma türleri kadınlarda daha yaygınken, bazıları erkeklerde daha sık görülmektedir. İlerleyen yaşlarda ortaya çıkan eklem rahatsızlıklarının büyük bir kısmı kireçlenme (osteoartrit) ile ilişkilidir. Ancak geç yaşta ortaya çıkan iltihaplı romatizmalar da vardır ve bu hastalıkların doğru şekilde ayırt edilmesi gerekir. Çünkü kireçlenme ve iltihaplı romatizmanın tedavileri birbirinden çok farklıdır.
Romatizma Tek Tip Bir Hastalık Değildir
Romatizmal hastalıklar geniş bir grubu kapsar ve her biri farklı eklemleri ve vücut sistemlerini etkileyebilir.
- Bazı romatizma türleri el, ayak, diz ve dirsek gibi çevresel eklemleri tutarken, bazıları kalça ve omuzları daha fazla etkiler.
- Bel, sırt ağrısı ve tutukluğa neden olan romatizma türleri de mevcuttur.
- Etkilenen eklemlerde ağrı, şişlik ve tutukluk görülür. Bazen eklem bölgesinde kızarma ve ısınma gibi belirtiler de ortaya çıkabilir.
Romatizma Sadece Kas ve Eklem Hastalığı Değildir
Romatizmal hastalıklar sadece kas-iskelet sistemini etkilemez. Bazı türleri, iç organlar ve diğer sistemleri de hedef alabilir:
- Deri, göz, kalp, böbrek, akciğer gibi organlar romatizmanın türüne bağlı olarak risk altına girebilir.
- Vaskülit (damar romatizması) gibi bazı romatizma türlerinde eklem veya kas ağrısı bile görülmeyebilir. Bu nedenle hastalar genellikle romatoloji uzmanına gitmek yerine farklı branşlardan destek almaya çalışır ve teşhis gecikebilir.
Romatizmanın Sebebi Genetik Yatkınlık mıdır?
Bazı romatizma türleri genetik geçişlidir, bazılarında ise genetik faktörler yalnızca hastalığa yatkınlık yaratır. Ancak genetik yatkınlık tek başına hastalığın ortaya çıkmasına neden olmaz.
Romatizma, bağışıklık sisteminin kendi vücuduna saldırmasıyla gelişen bir hastalıktır.
- Eğer genetik yatkınlık varsa, çevresel faktörler bu süreci tetikleyebilir.
- Güneş ışınları, toksinlere maruz kalma, bakteriler, virüsler, travmalar ve yanlış beslenme gibi dış faktörler bağışıklık sistemini olumsuz etkileyerek romatizmayı başlatabilir.
- Bu süreç yaşlılıkla değil, bağışıklık sisteminin anormal şekilde çalışmasıyla ilgilidir.
Romatizma Nasıl Tedavi Edilir?
Romatizma tedavisi, bağışıklık sisteminin kendi dokularına saldırmasını baskılamak üzerine kuruludur.
- Kortizon gibi iltihap baskılayıcı ilaçlar uzun yıllardır kullanılmaktadır.
- Biyolojik ajanlar olarak bilinen yeni nesil ilaçlar, bağışıklık sistemini daha spesifik bir şekilde düzenleyerek hastalığı kontrol altına almaktadır.
- Ancak her ilacın belirli yan etkileri olduğu unutulmamalıdır ve tedavi süreci doktor kontrolünde ilerlemelidir.
İlaç Tedavisi Yeterli mi?
Romatizmal hastalıkların tedavisinde yalnızca ilaç tedavisi yeterli değildir.
- Egzersiz, kas-iskelet sistemini güçlendirerek hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir.
- Beslenme, bağışıklık sisteminin dengeli çalışmasını destekleyerek inflamasyonu azaltabilir.
- Fiziksel aktiviteler, eklem sağlığını koruyarak hareket kabiliyetini artırabilir.
- Hastaya özel tedavi planı oluşturulmalıdır. Yaş, cinsiyet, meslek, yaşam tarzı ve ek hastalıklar gibi faktörler göz önünde bulundurulmalıdır.
Sonuç
Romatizma hastası olmak yaşlanmak anlamına gelmez. Ancak, tedavi edilmezse romatizmanın neden olduğu hasar erken yaşlanmaya ve hareket kısıtlılığına yol açabilir.
Düzenli doktor takibi, ilaç tedavisi, sağlıklı beslenme ve egzersiz ile romatizmanın etkileri kontrol altına alınabilir ve hastalar uzun yıllar sağlıklı bir yaşam sürebilir.